90’lı yıllarda orta yaşlarını sürenler, Türkiye’nin Güneydoğusunda şehirlerarası yolların kenarlarına terkedilmiş binlerce kamyonun fotoğraf ve TV görüntülerini çok iyi hatırlar. Saddam yönetimindeki Irak’ın 1990’da Kuveyt’i işgali sonrasında Birleşmiş Milletler (BM)’in 13 yıl boyunca uyguladığı ekonomik yaptırımlardı bu görüntülerin sebebi… Ekonomik yaptırımlar, Irak’ın o dönemdeki en büyük dış ticaret ortaklarından biri olan Türkiye’yi adeta şoka soktu. Türkiye, bu ambargodan 100 milyar dolarlık kayıpla çıktı.
Küreselleşmenin iyice güç kazanmasıyla günümüzde ekonomik yaptırımlar, ambargoların ‘en hızlı ve can yakmaya yönelik silahı’ olarak giderek daha fazla kullanılmaya başlandı. Günümüzde büyük ülke veya ekonomik bloklar, ekonomik yaptırımlara daha sık başvuruyor; birbirlerini de üçüncü ülkelere yönelik ekonomik yaptırımlar uygulaması için sıkıştırıyor. Yaptırım uygulanan ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verilerek, ambargoya sebep olan tavrından vazgeçmesi sağlanmaya çalışılıyor. BM de, bazen diğer ülkelerin ekonomik yaptırımlara uymasının sağlanması için bir zemin olarak kullanılabiliyor.
ABD, ekonomik yaptırımları geçmişten bu yana profesyonelce uyguluyor. Hazine Bakanlığı bünyesinde 1950 yılından bu yana Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC) faaliyette. OFAC, tüm dünyada ‘sakıncalı ülke’ ve ‘sakıncalı müşterilerin faaliyetlerini izleyen geniş bir teşkilat ve yaptırımlar listesi tüm dünyada dikkatle takip ediliyor. İş adamları ambargo altındaki ülkelerde iş yapmak istiyorlarsa, önceden OFAC’a gidiyor ve faaliyetinin ambargoyu ihlal etmediğine dair lisans alıyor. OFAC’ın elinde çeşitli ülkelerden sakıncalı 5.500 civarında kişi veya şirketin isimleri var. Birçok banka ve uluslararası kargo firması, OFAC’ın ekonomik yaptırım uyguladığı ülkelerle iş yapmıyor veya işlem yapabilmek için OFAC lisansına sahip olma şartı arıyor.
Türkiye, daha birkaç ay önce ABD değil ama AB’nin ekonomik yaptırımına maruz kaldı. AB’nin majör ülkesi Almanya’nın etkisiyle, 5 yılda ek 200 milyar dolarlık dış ticaret artışı sağlayacak Gümrük Birliği güncellemesi görüşmeleri askıya alındı. Böylece Türkiye için yeni iş ve aş kapıları kapandı. Hemen ardından ise AB’nin 2018 bütçesinden Türkiye’ye yapılacak yardımlar 105 milyon Euro azaltıldı. Gerekçe "Türkiye'nin Avrupa standartlarından sapması" idi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise, Türkiye’nin gelecek yıl dışarıdan toplam 180 milyar Euro kaynak bulacağını belirterek, 105 milyon Euro’lük kesintinin anlamlı olmadığını bildirdi.
Evet, önümüzdeki yıllarda ‘ekonomik yaptırımlar’ kavramını daha sık duyacağız. Hatta bunlara daha sık maruz kalabileceğiz. Ekonomik yaptırımlara hazırlıklı olmak için ekonomimizi hep güçlü tutmak zorundayız.
WE NEED TO BE STRONG AGAINST THE ECONOMIC SANCTIONS
The ones who were middle-aged during 90's, vividly remember the photos and videos of thousands of abandoned trucks at the sides of the road in the Southeast of Turkey. The reason of these images was the 13- year- economic sanctions that were imposed by the United Nations (UN) against Iraq after their invasion of Kuwait by Saddam in 1990. The Economic sanctions deeply affected Turkey, which was one of the largest foreign trade partners of Iraq. Turkey ended up with $ 100 billion-loss due to this embargo.
With globalization getting stronger, economic sanctions has started to be used more and more as 'the fastest and the most painful weapon of embargo'. Today, developed countries or economic blocs tend to use economic sanctions more often; they put each other in difficult positions by imposing economic sanctions against the third countries. The goal of this sanctions is to make the country give up their attitude causing the sanctions by damaging their economic interests. The UN can sometimes be used as a reference point to ensure the other countries to comply with economic sanctions.
The United States has been professionally imposing economic sanctions for a long time. The Office of Foreign Assets Control (OFAC) of the US Department of the Treasury has been operating since 1950. OFAC is a large organization watching the activities of 'objectionable country' and 'objectionable customers' closely all around the world, and it has a long list of sanctions that is followed by the world carefully. If business people want to do business in the embargoed countries, they have to go to OFAC in advance and they have to get a license showing that the activity does not violate the embargo. OFAC has the names of about 5,500 people or companies that are objectionable from various countries. Many banks and international cargo companies are either not doing business with the countries that is on the list OFAC or asking the condition of OFAC license to do business.
Not the United States, but EU imposed economic sanctions on Turkey a few months ago. Under the influence of Germany, the major country of the EU, the negotiations for renewal of the Customs Union, which could bring an additional $ 200 billion foreign trade increase within 5 years, have been suspended. Therefore, Turkey missed the opportunity for new job and business opportunities. Right after that, economic aid from EU's 2018 budget to Turkey has been reduced by 105 million euros. The rationale behind this was "Turkey's deviation from European standards". Deputy Prime Minister Mehmet Simsek said that Turkey would get 180 billion from outside sources euros next year, and 105 million euros of cuts would be insignificant.
So, we will hear the concept of 'economic sanctions' more often in the coming years. We may even be exposed to them more often. We always have to keep our economy strong in order to be prepared for economic sanctions.
Tüm Yorumlar