
Orta Doğu’da yaşayanlar 120 yıl önce petrol kâbusu ile nasıl tanıştıysa, 120 yıl sonraki torunları da aynı kaderi yaşamaya devam ediyor. 1. ve 2. Dünya Savaşlarının en önemli aktörlerinden İngiliz asker ve siyasetçisi Churchill’in 1936’da söylediği “Bir damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir” sözü bu coğrafyada günümüzde de maalesef aynen geçerli.
Modern çağın Ortadoğu’daki petrol savaşları, 1980’de İran-Irak Savaşı ile başlamıştı. Bu savaşta 1 milyon kişi öldü. Birinci ve İkinci Körfez Savaşı’nın ardından Irak’ta başlayan ve yıllarca süren iç savaşta ise en az 1,2 milyon kişinin öldüğü tahmin ediliyor. 6 yıldır süren Suriye İç Savaşında ölenlerin sayısı ise geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 500 bin olarak açıklandı.
Petrol bağlamında önümüzdeki yıllarda da devam edecek olaylarda çok sayıda Orta Doğulunun hayatını kaybetmesi muhtemel... Şimdiden bunun sinyalleri geliyor. Söz gelimi Kuzey Irak’ta 25 Eylül 2017’de gerçekleştirilen referandumun, önemli bir tartışma ve çatışma noktası olabileceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), petrole bağımlı ekonomik yapısını sürdürebilmek ve gelirlerini artırabilmek için bu referandumu gerçekleştirmişti. IKBY bölgesindeki 7 milyon kişilik nüfusun 1,4 milyonunun devletten maaş alarak geçinmesi, petrol fiyatları 100 doların üstünde iken (2014 yılına kadar) mümkündü. Ancak petrol fiyatlarının 40-50 dolara düşmesi, bu bölgeye iki-üç yıldır ciddi bir kriz yaşatmaya başladı.
IKBY, petrol satıp maaş verdiği kesimlerin desteğini de arkasına alarak referandumda yüzde 92,7’lik evet oranına ulaştı ama bölgenin en önemli ve en eski petrol kaynaklarını barındıran Kerkük’ü, iki hafta sonra İran ve Türkiye destekli Irak Merkezi Hükümeti’ne kolayca terk edebildi. Bu durum, referandumda evet verenlerin, oylarını ve Kerkük petrolünü korumak için savaşmak istemediğini gösterdi. Şimdilerde IKBY’yi oluşturan farklı kamplardaki Kürtlerin petrol yüzünden kendi aralarında savaşa tutuşarak binlerce kişinin hayatını kaybetmesinden endişe ediliyor.
Orta Doğu’da petrol bağlamında yaşanan gelişmeler, bazen yıllar süren bölüm bölüm olayların bir sonuca ulaşmasıyla kesinlik kazanabiliyor. Söz gelimi Türkiye’nin IKBY’yi destekleyen politikalardan vazgeçmesi için yaklaşık 10 yıl beklemek gerekti. İran’ın Irak üzerindeki etkisi, ABD’nin Irak’tan çekildiği 2011 sonrasında belirginlik kazanabildi. IŞİD gibi petrol gelirine dayalı bir terör örgütünün ortaya çıkması ile inişe geçmesi arasında yaklaşık 6 yıl bulunuyor. Rusya’nın Orta Doğu’ya üstü kapalı ilgisi, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı sonrası açığa çıktı. ABD’nin hep sözü edilen ancak bir türlü ispatlanamayan IKBY haricindeki PYD-YPG gibi Kürt terör örgütleriyle işbirliği, açıkça silah desteği verilen bir şekilde vuzuha kavuştu. 2017 yılını Orta Doğu petrolünün geleceğinin ne olabileceği konusunda bir dönüm yılı olarak niteleyebiliriz.
NEVERENDING OIL COMPETITION IN THE MIDDLE EAST
The people living in the Middle East met with the oil nightmare 120 years ago, and even after 120 years their grandchildren continue to experience the same destiny. The saying "One drop of oil is more valuable than a drop of blood", which was told in 1936 by one of the most important actors of World War I and II, British soldier and a politician Churchill, is unfortunately still same in this geography today.
The oil wars of the modern era in the Middle East started with the Iran-Iraq War in 1980. One million people died in this war. It is estimated that at least 1.2 million people died during the civil war that began in Iraq following the First and Second Gulf War and lasted for years. Last year, The Turkish President Recep Tayyip Erdogan announced the number of those killed during the Syrian Civil War as 500,000.
It is highly likely to increase the number of death in the Middle East in the coming years due to oil... This has already begun. It is not difficult to estimate that the referendum held in Northern Iraq on September 25, 2017 will be an important issue of discussion and conflict.
The Iraqi Kurdish Regional Government (IKRG) held this referendum in order to sustain its oil-oriented economic structure and to increase its incomes. It was possible that 1.4 million of the 7 million people living in the IKRG region were dependent on the government for a living while oil prices were above $ 100 (until 2014). However, the decrease in oil prices to 40-50 dollars has caused a serious crisis in this region for two or three years.
Although IKRG reached the rate of 92.7 percent in the referendum thanks to the support of those whose salaries were paid by selling oil, they could easily abandon Kirkuk, which has the most important and oldest oil reserves of the region, to the Iraqi Central Government supported by Iran and Turkey, only two weeks later. This showed that those who voted as yes in the referendum did not want to fight to protect their votes and Kirkuk oil. It is now feared that the Kurds in the different camps might start to fight and this could cause thousands of loss of lives owing to oil.
Developments regarding oil in the Middle East may achieve a certain point when several chapters have finalized after many years. For instance, it took 10 years for Turkey to give up on policies supporting IKRG. The influence of Iran on Iraq became certain only after the withdrawal of USA from Iraq in 2011. It took six years for ISIS, a terrorist organization with petrol-oriented income, to appear and then start to disappear. Russia's subtle interest in the Middle East became clear after the Syrian Civil War began in 2011. The cooperation between the USA and the Kurdish terrorist organizations including PYD-YPG except IKBY, which was always mentioned but never proven, has become obvious due to the arms support. We may call the year of 2017 as a turning point for the future of the Middle East oil.
Tüm Yorumlar