
Çinin Wuhan eyaletinde ortaya çıkıp başta AB ülkeleri olmak üzere dünya genelinde küresel sorun olmaya devam eden korona virüs (Covid-19) gündemin bir numarasında yerini alıyor.
Türkiye'de hastalığın 6 kişi ile sınırlı olsa da ülkemizde bu virüs büyük tehdit olmakta.
Tedbiri elden bırakmamak gerek.
Yoksa hastalığın şekil değiştirerek Türkiye’de yayılması büyük olasılık.
Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumları tedbiri elden bıraktığı taktirde Türkiye olarak büyük yara alabiliriz.
Korona virüse yakalanan genç yaşlarda olanlar hafif atlatırken, 60 yaş üzeri kronik rahatsızlıkları olanların büyük bölümü ölüm ile sonuçlanmaktadır.
Korona virüsü şu ana kadar etnik anlamda bizi fazla etkilemedi.
Kendini medeni, ileri ve süper güç gören başta AB Ülkeleri olmak üzere Dünya'da birçok ülke etkilenerek çaresiz kaldılar.
Bu hastalığın Dünya genelinde çaresizlik içinde yaşanan bu günlerde birlik olmamız gerekirken maalesef içimizdeki bazı ahmaklar bu günlerde ortaya çıkmasıdır.
Bu fırsat düşkünlerinin vicdanlarının öldüğünü görüyoruz.
Bu fırsatçılar depremlerde, salgın tipi hastalıklarda, özellikle olağan üstü durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Bunların Belirtileri:
Vicdansızlık, ahlaksızlık, krizi fırsata çevirmek, aç gözlülük.
Görüldüğü kişiler:
Kendine üretici deyip, hangi şartlarda olursa olsun yüksek kâr marjlarını kendine helal kılan hırsızlar.
Bu kullandığım kelimeler o kadar yetersiz kalıyor ki, bu insan görünümlü asalaklar ile bu ülkede aynı havayı solumamız bile korona virüsten daha tehlikeli görüyorum.
Aslında virüsten değil bu fırsatçılardan korkmak lazım.
Ülkemizde virüs tam olarak henüz yaygınlaşmadan bunları yapanlar sayı artınca neler yapar.
Bu fırsatçıların yaptıkları yanına kâr mı kalmalı?
Ülkemiz bu beyin özürlü kişilere ne zaman sahip oldu.
Virüsün çıkış yeri Çinliler de böyle fırsatçılar çıkmış mıdır?
Sanmıyorum.
Bir günde kolonya, makarna ve maske yüzde elli zam ne demek...
Aslında bu fırsatçılara biraz da biz sebep oluyoruz.
Deprem oluyor, salgın hastalık oluyor, koşuyoruz hemen market ve akaryakıt istasyonlarına...
Fiyat artışını kabul ederek, hayır bunun fiyatı neden bu kadar yükseldi demeden hemen uzunca kuyruklar oluşturarak alıyoruz...
Toplum olarak bunlara tepkimizi göstermeliyiz.
Yetkili kurumlara bunları bildirerek sosyal medyada da ifşa etmeliyiz.
AB Ülkelerinin ve Çinlilerin çeşitli hayvanları yemelerinin görüntülerini izleyince mide spazmı geçirmemize neden olurken, içimizdeki bu kendini bilmez fırsatçılara sessiz mi kalacağız.
Ülkenin her zor döneminde haksız yere fiyat artışı yaparak kazanç sağlayan bu asalaklara yeni bir kanuni düzenleme yaparak ağır cezalar verilmesi mutlaka şart olmuştur.
Bunlara öyle ağır cezalar verilmeli ki cümle aleme ders olmalıdır.
Bir daha bunu yapmayı bırakın akıllarından bile geçirmemeleri gerek.
Bu ülkenin masum insanlarının alın terlerini sömüren kendisini vatandaş değil de leş yiyen sırtlan sürüsü gibi görenlerin yanı sıra, vergisini düzenli ödeyen ülkenin kalkınması için malı ve canı ile çalışan milyonlar da var.
İşte aradaki büyük uçurum ve fark bu kadar…
Fırsatçılara meydanı boş bırakmayacağız…
Türk milleti olarak birlik beraberliğimizi bozmayacağız...
Zor günlerde kenetleneceğiz.
Evvel Allah bu çaresiz korona virüse karşı dayanıklı olacağız.
Devletimiz gerekli tedbirleri bu zamana kadar aldı.
Bundan sonrada işi sıkı tutacaktır.
Tabii ki biz vatandaşlara da istenilen tedbirleri uygulamak düşer.
KORONA VİRÜS HIRSIZLARINA DİKKAT
Bu yazıyı kaleme alırken Gaziantep Valimiz Davut Gül'den bir açıklama geldi.
Korona virüs hırsızları türemeye başlamış.
Valiliğimizin göndermiş olduğu açıklamayı siz sevgili okuyucularımıza bilgi amaçlı sunuyorum.
Valiliğin açıklaması şu şekilde: Son zamanlarda COVID-19 salgınını (Coronavirüs) bahane etmek sureti ile Sağlık Bakanlığı tarafından tarama yapmak için geldiklerini söyleyip evlere girerek hırsızlık girişiminde bulunan şahısların olduğu ile ilgili çeşitli ihbarlar alınmaktadır.
Sağlık Bakanlığımızın böyle bir uygulaması bulunmamakta olup, vatandaşlarımızın bu tarz dolandırıcılık ve hırsızlık girişimlerine karşı dikkatli olmaları ve bu tür girişimlerle karşılaştıklarında emniyet güçlerimize bildirmeleri gerekmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Vatandaşlarımızın bu tür hırsızlık olaylarına karşı uyanık olmaya davet ediyorum.
Siz siz olun herkese hemen güvenmeyin.
ERDEMOĞLU KARDEŞLERİ ALKIŞLIYORUM
Erdemoğlu Holding’in sahipleri İbrahim Erdemoğlu ve Ali Erdemoğlu kardeşler Forbes’ın en zengin 100 listesinin içerisinde yer alarak Anadolu’nun gururu oldu.
Erdemoğlu Ailesi’nin, Sabancı Holding’ten Adana’da kurulu SASA Polyester’i satın aldıktan sonraki yükselişi devam ediyor.
57 Yaşındaki İbrahim Erdemoğlu, 600 milyon dolarlık serveti ile Türkiye’nin en zengin 57. ismi olurken, 60 yaşındaki ağabeyi Ali Erdemoğlu ise 550 milyon dolarlık serveti ile en zenginler arasında 64. sırada yer aldı.
Mütevazı kişiliği ile bilinen Erdemoğlu kardeşlerden İbrahim Erdemoğlu, Forbes Dergisi’ne yaptığı açıklamada, “Ben sokaktaki herhangi bir insandan farklı değilim. Kimseden ne üstünüm, ne de zengin. Çocuklarımı da böyle yetiştiriyorum. Önce insan olmalılar. Her şey gelip geçici” dedi.
Forbes dergisinin analizine göre, Erdemoğlu kardeşleri Forbes 100'e taşıyan en önemli girişim ise 2015 yılında Sabancı Holding'ten satın alınan SASA oldu.
Rahmetli babaları hayırsever iş adamı Besnili Mehmet Erdemoğlu'nun halı ticaretini bugünkü Merinos'a dönüştüren İbrahim ve Ali Erdemoğlu’nun sahibi olduğu Erdemoğlu Holding bünyesinde Merinos Halı, SASA, Erdemoğlu Dış Ticaret, Sasa Dış Ticaret, Dinarsu imalat, Zeki Mensucaat ve Özerdem gibi firmalar yer alıyor.
Bizde bu başarılarından dolayı Sevgili Ali Erdemoğlu ve Sevgili İbrahim Erdemoğlu’nu kutluyor ve alkışlıyorum.
Yolunuz açık olsun Erdemoğlu Kardeşler.
Tüm okuyucularımıza selam ve saygılarımı sunuyorum.
HAFTANIN SÖZÜ; “Tüccârlar kıyâmet günü fâcirler olacaklardır. Ancak dürüst ve doğrulukta bulunanlar müstesnâ...”
NOT : Bu Makale 16.03.2020 tarihinde Gaziantep Metropol Gazetesinde
OSANMAZ’IN KALEMİNDEN başlığı ile yayınlanmıştır.
Tüm Yorumlar